Oyuncuların en zayıf noktası alkış seslerini ışıkların parlaklığıyla cilalaması dır. Yıllarca emek verdiği sahneyi yükselme aracı olarak görenler şan ve şöhrete yüreklerini heba ederler.
Kalabalıklar arasına karışmış olan ve Ruhsal dengesinin bozuk olduğunu kabul etmeyen insanlar yaşamlarının değişimlerini anlamadan ömürlerini tüketirler.
Rabbim o yıkıcı günlerin yıkıntıları arasında ayakta kalmaya çalışan çocuklarımızın molozlar arasına sıkışan yalnızlıklarını ve acılarını yavrularımıza bir daha asla yaşatmasın…
Tek perdelik hayat sahnesinde, her köşe başında Ar duygusunu kara dönüştüren insan kılığındaki sürüngenlerin şerrinden Rabbım bizleri korusun...
Ülkemizin birliğine nifak sokmaya çalışanlar, hedeflerine odaklananların alın terinden beslendiklerini unutmadan hedefimizi odaklanmalıyız...
Çocuklarımız için ülkemizin birliği için hedeflerimizden şaşmadan ilerlemeliyiz...
Unutma; Yarın, geri kalan öm
Gelin beni Aydın olup olmamamla değilde, mesleğimi layıkıyla yapıp yapmamamla ölçü tutun…Gelin şu sanatçı payesini halktan ayırmayın… Benim için o zaman her şey çok daha güzel olacak…
Biz oyuncular; hatırladıkça muhteşem hazinelerle dolu olan anı deposunun anahtarının düşüncelerimizde saklı olduğunu biliriz.
Geriye dönüp bakınca nereden nereye gelmişim çok iyi görüyorum...
Dünün baldırı çıplak sanatçı müsveddesi meğerse bugün yüzlerce oyuna imza atan bir yönetmen ve oyuncu oluvermiş.
İnsanlara bahşedilen her yetenek Allah'ın bir ikramıdır...
Her ne mesleği icra edersek edelim her işin başında ve sonunda ben yaptım ben yarattım diyerek Rabbımıza şükürde kusur etmeyelim…
Göründüğü gibi bir insan hayatında duyuların ve duyguların yaşanmadığı bir yaşam biçiminin yokluğu asla düşünülemez. O zaman sahnedeki rolü canlandıran kişi sahici olan duygularını gerçekten hissedip karakterinin hakkını duyularından ve duygularından yayı
Sahnedeki karakterin aldığı her nefesi kendi nefesimizde soluyarak hissetmek zorundayız. Sahne karakterimizin at koşturduğu mekan, hayal dünyamızın kullanılabilir esnekliğiyle ortaya çıkar.
Ağzı mantarla kapatılmış bir şişe düşünün ve onu göğüs kafesinizin arasındaki kalbiniz olarak farz edelim. Şişenin ağzının açılmasına ve kapanmasına sebep olan yegâne güç nefsimiz olsa da şişenin ağzındaki mantar gerilimi temsil eder
Kendimi kendimde bulabilmenin kapısını aralamıştım ve bu sayede hayat sahnesinde oyunculuğumun ne kadar geliştiğini fark ettim
Tiyatro sanatı; o damlaya gizlenen gerçeklerin gizemiyle yüzleşmek isteyenlere doğru yansıtabilmiş olsaydı hazreti insan kavramı el üstünde tutulmuş olacaktı.
En azından benim tiyatro anlayışımda öğrencilerime en önemli tavsiyem rol verilmez alınır sözümdür. Israrcılığının yanı sıra sahne terbiyesinde disiplin ve çalışmalarda muhakkak istikrar şarttır
Sanatın gücünü fark etmek istiyorsan önce kendini tanı,
Kendini tanımak çok zor geliyorsa ve canını yakıyorsa,
Sanatı ve sanatı bahşeden yüce sanatkarı tanı unutma O'nun sanatı her zorluğu yener. Yenmekle kalmayıp bu gücü size teslim eder
SANATLA KAL
İnsan olmanın şerefini omuzlarında taşıyan kişi hayat ve hayal sahnesinde iyi bir oyuncu olmak istiyorsa kendi iç dünyasında önce kendi oyunculuğunu keşfeder sonra tiyatro sahnesinde o keşfin tadını oyunculuğunun nispetinde doyasıya çıkarır
Sonrasında ‘Sarı oğlan sende bu patlıcanlar gibi çürümek istemiyorsan dertlere ve sıkıntılara karşı dimdik ayakta durmalısın, içini daima temiz ve boş tutabilmeli sin...
Lakin unutma; İçindeki boşluğu neyle ve nasıl doldurduğuna dikkat etmelisin...
Bizi var eden öz benliğimizin liyakat prensiplerini imanımızla harmanlamadığımız zaman benliğimizdeki saklanan ben’in umut ışığına ihanet etmiş oluruz.
Sahnede karşımıza çıkabilecek en meşakkatli rollerin karakter analizleri hayallerimizden beslenirken irademizin başarganlık yönlerini ihmal edemeyiz.
Köşesi olmayan bu yazımda Kukla karagöz ve temaşa sanatımız adına sert ifadeler kullandım ona göre okuyun ve ona göre düşünceleriniz bana iletin...
Köşesi olmayan bu yazımda Kukla karagöz ve temaşa sanatımız adına sert ifadeler kullandım ona göre okuyun ve ona göre düşünceleriniz bana iletin...
Geleneksel Türk Tiyatrosunun en önemli parçası Meddahlık sanatını günümüzde icra eden sanatçı sayısı fazla olmadığı için fazlaca bilinmiyor…
Lakin her şeyi ezbere bilen bendeniz hayal peşinde çarıksız taban, Ahir vakit zamanının son demine geldiğimde ahiret senaryosunu ezberimden çıkardığımın farkına varmışım...
Sonra kendi ektikleri sanat tarlasında yaban otları baş göstermeye başladı ve toprağın ihtiyacı olan maneviyatı sanat anlayışlarına beton çivisiyle çakmaya başladı...
Halkın değerlerine sahip çıkan cesur yürekler birer birer ortaya çıkıyordu ve
''Aydın
Tiyatro sanatı; çelik çomak derdinde olmayan marifetli ellerin dokunuşlarıyla insan hayatının her satırına mükemmel imzalar atacaktır. Bu sebeple sorgulamayı hakkıyla öğretebilecek mükemmel bir öğretmendir
Yeteneğim ölçüsünde mesleğimi Hayal (Tiyatro) sahnesinde icra ederken O’nun rızasıyla rol alıp oynamaya ve oynatmaya çalıştım ve halen de çalışıyorum. Oynatmaktan kastım Hayal sahnesinde yetiştirmeye çalıştığım öğrencilerimdir.
Perdenin kapanmasını beklemeden hayat sahnesinin inceliklerini anlamak ve hayal sahnesinde O’na yakışır şekilde anlatmak biz oyuncuların boynunun borcudur.
Bir insanı hayata bağlayan hava ve su nasıl bir gereksinimse oyuncular için gerilim öyle bir gereksinimdir. Şimdi bu bahsettiğim durum kafanızı biraz karıştırabilir...
Hayatım boyunca unutmayacağım bir hatanın aklıma kazınan sahnesi birbirine anlamsızca bakanlar korosunda orkestra şefiydim ve bende elimdeki çubuğu düşürdüğümden habersiz koroyu yönetiyordum…