Web Tasarım Ankara

 Gerilim denilen canavarla nasıl baş edilir…

Sahnede gerilimle pişen oyuncu, sahne deneyimi kazandıkça o gerilimi yenme mücadelesi vermez onunla iyi geçinebilmenin tek yolu zihninde bir yerlerde saklandığını bilmek yeter. Gerilim biz izin vermediğimiz sürece ortaya çıkmaz. Çıkarsa da şayet heyecan kapımızı çaldı demektir. İşini seven ve saygı duyan oyuncu heyecanın olmadığı yerde oyunculuktan zevk alınmayacağını bilir. Heyecanın olduğu yerde gerilim elbette olur ama bu gerilim oyuncunun karakterindeki adrenalini sürekli yükseltmesini sağlar. Gerilim her insanda olduğu gibi her oyuncu içinde kendini çok değişik biçimlerde Bedensel gerilim, fiziksel gerilim, ruhsal gerilim biçiminde karşına çıkarır. Bedensel gerilim çoğu zaman yorgunluk hissiyle kendini tetikler ve vücudumuzun bazı bölgelerine boyun tutulması, ayak ve bacak eklem yerlerinde reflekslerimizi sakatlayıcı biçimde ortaya çıkar ve çoğu zaman oyuncuyu kilitler. Bir adam yaratmak adlı oyunda üç perdelik performans ister istemez bedensel gerilimi artırıyordu. İlk yıllarda gün aşırı sahneye çıkmak etkilemiyordu ama yirmi yıl aynı karakteri sahneye koyunca yorgunluk ortaya çıkıyordu ve ayda en fazla beş altı kez sahne alabiliyordum. Bir keresinde oyunun birinci perdesinde sona yaklaşırken karın bölgeme çok kuvvetli bir kramp girmişti ve tiradımı kullanırken nefesim yavaş, yavaş kesilmeye başlamıştı ayakta zor duruyordum ve sahne ortasında bulunan masaya tutundum ve kıpırdamadan sözlerimi bitirmeye çalışırken olduğum yere yığılıvermiştim. Karın bölgeme giren kramp beklide kolay gelip geçecek bir durumdu ama bir gün önce aynı yere giren krampın verdiği acı saatlerce sürmüş ve gece yarısı acil servise gitmiştim ve yapılan tetkikler sonucunda safra kesesi iltihabı teşhisi konmuş ve acil olarak ameliyat olmam gerektiği söylenmişti. Ama ertesi gün oyunum olduğu için doktorlardan izin alıp oyuna çıkmıştım. İşte o gün karnıma giren kramp benim korkuma sebep olmuş ve kendimi kontrol ederken karın kaslarımı sıkmıştım bunun yüzünden nefesim kesilmiş olduğum yere yığılmıştım. Bu korku beni bedensel gerilime itmiş ve yere yığıldığım haliyle vücudumda son şeklini almıştı. Oyuncular böyle durumları anlaması için kendi vücudunu ziyadesiyle çok tanıması gerekiyor... Rabbimizin en güzel hediyesi olan yeteneklerimizi kullanarak iç dünyamıza ara sıra yolculuklar yapmalıyız... 
Mesela istemediğimiz ya da hoşlanmadığımız bir durum karşısında tepkimiz ne oluyor? O tepki karşısında kaşlarımız nasıl geriliyor ve alnımız nasıl buruşuk donmuş bir betona dönüşüveriyor. Fiziksel gerilimi vücudumuzda tetikleyen nedenler mesele Boynumuzun arkasından başlayarak, ensemizden aşağıya doğru inen soğuk terlerin hangi hislerimizin tetiklemesiyle gerçekleştiğini öğrenebiliriz. Böyle bir durumda omuzlarımızın, ellerimizin kollarımızın nasıl kaskatı kesilebildiğini ortaya çıkarabiliriz... Avuc terlemesi, ağız kuruması, göz kararmasının yanı sıra düşük ya da yüksek tansiyon belirtilerini öğrenmeliyiz. Sonrasında el titremesi, nefes güçlüğü ve benim sahnede başıma gelen göğsümde aşırı baskı gibi çok ama çok değişik tepkilerle fiziksel gerilim ortaya çıkar...
Oyuncu işte böylesine bir gerilimden ister, istemez sahnede rahatsız olacaktır ama bir şekilde kendinin bilincinde olduğunu kavrayacaktır. Sahnede böylesi bir durumda kendi bilincinde olsa da beceriksiz ve kabiliyetsiz hissedebilecektir... 
Zihinsel gerilim bu saydıklarımızı içine alabilecek derecede oyuncuyu sakatlayan psikolojik kavramdır. Bu durumla karşılaşan oyuncu en başta sağlıklı düşünme yetisini kaybedebilir. Oyun içerisinde karakterini kontrol edememekten korkar ve bir anlık korkuyla düşünememe yetisini kaybettiğini düşünür. İşte o anda zihni tam takır kuru bakır şekilde bomboştur, etrafa boş, boş bakmaktadır ama o bunun farkında bile değildir. Bu durumum ileri safhasında kendi vücudunun sahibi olmadığını hatta o anda kim olduğunu dahi unutmuş bir haldedir. İşte böyle bir durumda oyuncu yakın gözlüğünü kaybetmiş gibi etrafa kısık gözlerle bakar haldedir. Zihinsel gerilimin yaşattığı bu melun durumun hemen peşinden muhakkak fiziksel gerilimi de sürüklemiş sonrasında eklem yerlerinde bazen de çene kemiğinde başlayan kasılmalar bedensel geriliminde ortak olmasını sağlamıştır. Bu anlattıklarım korkunç gibi görünse de oyuncuların karşısına çıkabilecek olağan hallerden biridir. Peki bir oyuncu kendisini böylesine sakatlayan korkunç gerçeğe karşı kendisini nasıl korumalıdır. Öncelikle oyuncu böyle bir durumdan bir başına kurtulması zordur. Sahnedeki rol arkadaşı onun bu durumunu fark etmelidir. Sahne canlı bir organizma gibidir ve oyuncular bu organizmayı ayakta tutarken tetikte olmalıdırlar. Bu bahsettiğim gerilimli ortamın içinden sadece biriyle eninde sonunda karşılaşmama ihtimali yoktur ve karşısındaki rol arkadaşının çizdiği karakteri takip ederken onun içindeki oyuncunun huyunu suyunu iyi bilmelidir ki sahnede gerilimle karşılaştığı zaman ona sağlıklı bir şekilde yardım edebilsin. Çünkü bu tür sıkıntılı bir durumda oyuncuların bazıları denizde bir insanın boğulurken ona yardım etmeye gelen kişiyi de o anın stresiyle sarılıp suyun dibine çekebilir ve kurtarmaya gelen kişiye kendisiyle birlikte boğulmasına sebep olabilir. Sahnede karşılaşma ihtimalimizin yüksek olduğu böyle gerilimli durumları bilerek sahneye çıkmalıyız ve o duruma düşmemek için özen göstermeliyiz.
 
Gerim, gerim gerilme…
Ağzı mantarla kapatılmış bir şişe düşünün ve onu göğüs kafesinizin arasındaki kalbiniz olarak farz edelim. Şişenin ağzının açılmasına ve kapanmasına sebep olan yegâne güç nefsimiz olsa da şişenin ağzındaki mantar gerilimi temsil eder. Eğer hatalarımız canımızı yakıyorsa ya da çok güzel bir haber aldınız ve bir süre kimsenin öğrenmesini duymasını istemediniz. İşte böyle bir durumda göğüs kafesimizdeki şişe bu iş için en kolay kurtuluş yoludur. Hatalı, kusurlu olan kötü haber ya da sevindiren iyi haberleri hop şişenin içine atarız ve kapağını kapatıveririz. Lakin içimize attığımız hataların ortaya çıkma ihtimali dışarıdan gelen tepkilerle belli olacak diye tıpamıza olanca gücümüzle bastırırız. Bu sayede şişenin içinde ne varsa onlarla birlikte iyice köşeye sıkışmıştır. Oyuncu şişenin içindekilerin verdiği baskıyla değil de dışarıdan gelen dayatma tepkilerle oynamaya çalışır. Bu davranışlar bazen iyiyi oynayan bir çocuk, ya da çok hırçın hiçbir şeye eyvallahım olmayan küfürbaz bir delikanlı, ya da hanım hanımcık bir hanım efendi, ya da konuşmalarına dikkat eden entelektüel bir beyefendi rolüne sığınarak hayat sahnesinde oynamaya devam eder. Ama gün gelir içinde bastırdığı acılar, hüzünler, kırılmalar birikir ve olup olmadık sebeple bir anda şişemizin mantarı patlayıverir. İşte böyle durumlarda insanlar ellerini boğaz hizasına kadar getirerek ‘burama geldi artık yeter ‘ diyerek öfkesini dışarıya atar. Ya da sevinçli bir haberi aylardır saklamak zorunda kalırken karşıdan gelen olumlu bir tepkiyle mantar şişesini sevinçle patlatır.  Ya da içindeki sevinçli haberi dışarıdan gelen olumsuz bir tepkiyle ‘ ben sana önemli güzel bir haber verecektim ama sen canımı yaktın’ diyerek sakladığı tüm güzel duyguları feryat figan ederek öfkeyle dışarı çıkartabilir. Ama mantarın patlaması her zaman bu kadar kolay olmaz bastırılan tüm duyguları bir ufak kıvılcımla alev alır ve mantar patladığı zaman hem kendisinin hem de karşısının canını yakabilir. Birçok cinayet bu öfke patlamaları sonucunda gerçekleştiğini basından çıkan haberlerle görebiliriz. İçimizde saklamak zorunda kaldığımız her ne olursa olsun bizi sakatlayıp ve iş göremez hale getirmeden bir doktor yardımına ihtiyaç duymalıyız ya da olmadı çevremizde güvenebileceğimiz birilerine paylaşmamız gerekir… 
 
* Oyun provalarındaki çalışmalar sizleri Stresten çalışamayacak hale getirdiyse kafanızı boşaltmak için prova aralarında yalnız bir şekilde kısa bir yürüyüşe çıkın. (Koşmayın, yürüyün.) Rahatlamadan geri dönmeyin. Ben bu uygulamayı ezber aşamasındayken çok yapardım ve tiyatro binamızın etrafından durmadan yürüyüşler yapardım ve yorulduğum zaman kendimi çimenlere bırakırdım ve bir süre bulutları seyrederdim. Emin olun bu inanılmaz faydalı olacak.
 
Gerilim ile iyi geçinebilme yöntemleri.
* Provalar gerilimle geçti ve eve döndünüz hala o stres üstünüzde. Yapacağınız şey eğlenmek için bir şeyler okuyun ya da izleyin. Eğlenceli olduğunu düşündüğünüz kısa videoları izleyin. Hatta daha önce defalarca güldüğünüz videoları liste halinde kopyalayın ve yanınızda bulunan arkadaşlarınıza seyrettirerek onların tebessümlerine ortak olun. 
 
* Oyun esnasında ve provalarda unuttuğunuzu kabul edin ve geri gelmek için çok uğraşlar vermeyin. “tiradım ya da repliğim bir süre için hatırımdan çıktı” diyerek oyuna devam edin. Baktınız replik aklınıza gelmiyor son konuyu tekrarlayın karşınızdaki oyuncu muhakkak imdadınıza yetişecektir. Oldu ki uzun tiradınızı unuttunuz o tiradın ana düşüncesini vurgulayın, kişisel bir örnek verin. Bu sayede hangi replikte takıldığınızı hatırlatmanız için size zaman kazandıracaktır. Oyunun Suflörü yoksa seyircinin fark etmediği yerlere ufak notlar bırakın. Seyircinin fark etmediği noktalarda çaktırmadan bakabilirsiniz (bu son söylediklerim sahneye yeni çıkan öğrenciler için geçerlidir)
 
* Provalar başlamadan muhakkak ses ve derin nefes egzersizleri yapın. Sahneye çıkmadan önce en az üç defa, birkaç kez derin nefes alıp verin. Sahneye çıktınız ve geri döndünüz ve hala gerginsiniz o zaman tekrar nefes alıp verin. Provaya başlamadan önce, ses tonunuzu ayarlayın. Özellikle Eee ve Iıı. Seslerini tekrarlar yaparak kullanmamaya çalışın.
 
*Oyuncuların en başarılı stres atma yöntemleri spor salonu çalışmalarıdır. Hem daha sağlıklı olmanızı ve bu sayede kendinize zaman ayırmış olacaksınız.
 
* Prova esnasında çevrenizde dikkatinizi dağıtan her şeyi yok edin. Yönetmenler genellikle provalarda telefonların kapatılması emrini verir ama oyuncular telefonlarının seslerini kısarlar ve prova molasında onları arayanların çağrılarına mesajlarına cevap verirler. Bu durum provaların mahremiyetine saygısızlık gibi görülse de  aslında oyuncunun kendisine yaptığı en büyük kötülüktür. Çünkü aklı provalarda değil onu arayan kişilerdedir. Bu da stresi tan yaptırır. 
 
*Provalarda hababam sınıfı gibi konuyu dağıtmak için ayrı bir uğraş verip başka konularla ilgili örnekler verip konuşmayın. Provalarda rolünüzle ilgili konu başlıklarını belirleyin, sıra size geldiğinde o konular üzerinde düşüncelerinizi belirtin ve yönetmenin tavsiyelerini muhakkak dikkate alın. 
 
*Provalarda gazlı içeceklerin yanı sıra ağızda koku yapan sarımsak ve soğan gibi yiyeceklerden uzak durun.  Spor yapılmalı, beslenmeye dikkat edilmeli, çok fazla kafein ve alkol tüketiminden uzak durulmalı. Oyun esnasında salgı bezleriniz aşırı derecede çalışıyorsa yiyeceklerinize dikkat edin.
 
*Sahnede gerilimle tanışan oyuncu kendisini takip etmekle mükelleftir. Bu gerilim bezen bir nefes darlığı, avuç içinde ve ense kısmında aşırı terleme, ağız kuruluğu, kalp çarpıntısı, sesin olup olmadık yerde çatallanması muhakkak olacaktır. Böyle durumlarda sahnede muhakkak su bulunsun, eğer oyun gereği bulunmuyorsa dekor arkasında muhakkak bir şişe su konması gerekir, oyuncu profesyonelse oyun içerisinde su içip tekrar oyuna dönüp kaldığı yerden devam edecektir. Bu durum oyuncunun zırt,pırt oyunu bırakıp su içmeye gidecek hakkı vermez. Sadece yukarıdaki sıkıntılar baş gösterdiyse sığınacağı bir kurtuluştur. Zaten karşısındaki oyuncuda arkadaşının bu durumuna müsaade edecek ortamı sağlar.
 
 
Yorumlar


Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...