Web Tasarım Ankara

 Hastalığım nedeniyle iki haftadır yaşadıklarımın kısa özeti...

Ankara'da 23 yıldır Tiyatromun dışında başka bir iş yapmadığım için yani televizyon sektörüyle ilgilenmediğim den dolayı öğrencilerim ve dostlarım hocam bunca yıl bu mesleği yapıyorsunuz ama işinizin hakkı olan Şöhreti elde edememişsiniz diye eleştirirlerdi...

Bende onlara evet haklısınız ben şöhretli biri değilim derdim...

Ama yanılmışım...

Yenimahalle eğitim ve araştırma hastahanesine şu sıralar hastalığım sebebiyle geceli gündüzlü çok sık gider oldum.

Ve başıma gelen güzellikleri izninizle paylaşmak istiyorum.

İlk gece sabaha karşı hastahaneye adım attığım andan itibaren hemşiresi hastabakıcısı güvenlik görevlisi kim varsa hayatımda görmediğim ilgi ve alakayı gösterdiler, Allah hemen hepsinden binlerce kez razı olsun...

Doktor beyin aman hocam diyerek gösterdiği özel ilgisi mütevaziliği kişiği seçen yapımı çok zedeledi.

Neden derseniz önceleri fazla ilgiye gelelemediğim için böylesine bir ortamdan kaçıverirdim. Ağrılarımın şiddeti nedeniyle geriye kaçaçak şansım olmadığı için sineye çekmek zorunda kaldım...

Bayramın son günü aynı ağrılar tekrar nüksedince, ister istemez adımlarım geriye gitsede aynı hastahaneye tekrar gittim. Yine gece yarısı ve ağrılar müthiş. Önceki hastahane personelinden kimse yoktu ve oh dedim ilgi gösteren yok diye sevinirken, bu sefer direk doktorumun ilgisiyle karşılaştım. Hocam eşimle birlikte sizin oyunlarınızı defalarca seyrettik dediği andan itibaren önceki ilgi ve alakanın çok daha üstünde bir ilgi ve ben ağrılarım nedeniyle susup sineye çekme durumuna alıştığım için acılarımdan kurtulma pahasına sustum ve müthiş bir inceleme sonunda o acildeki gencecik doktorum sayesinde hastalığımın adı kondu ve safra kesesi iltihabı...

Genç doktorum ertesi gün hangi doktor görünmem gerektiğine dair nasihatlerini aldıktan sonra sabaha karşı acılarımdan kurtulmuş bir şekilde eve döndüm..

Ve üçüncü kez, dostlarım sayesinde aynı hastahanede tanıdık bir doktor ismi alarak ilk defa gündüz gözüyle kontrole gittim. Ve yüzünde hacı bayram-ı veli hazretlerinin nuru yansımış tebessümüyle ben yaşlarında bir doktor kardeşimle karşılaştım... Aman Allah'ım kafamdaki tüm doktor profilini silip atan ve ben odadayken dahi kapısını çalan her hastaya Allah rızası için özel ilgi gösteren bir ademoğlu... Verdiği direktiflerle ameliyat öncesi kan,idrar,röntgen dahil bir sürü teferruatı avucuma verdi ve hastahane içinde sırasıyla işlem yapmaya başladım. Önce kan diyerek sıraya girdim

Önümde 10 kişi vardı ve o on kişiyi beklerken sağdan soldan hocam nasılsınız hocam kötü bir şeyiniz yok umarım sorularıyla geçen zaman.. Masada oturan ve harıl harıl çalışan kızımızın elime tutturduğu 4 adet kan tüpüyle verdiği kan alma sırası 265 olan fiş... tam giderken hocam durun onu bırkın şunu alın diyerek tutturulan başka bir fiş numarası...Ama bu benim değil demeye kalmadan hocam sizi sahnede az mı izledik bu elbette sizin hakkınız. Sıraya girdiğimle birlikte üç beş kişi sonra gelen kan alma merasimi... kan alan gencecik asistan kardeşlerimiz beni görünce yok ben alayım yok o alsın seronomisi. ve elleri titreyerek alınan 4 tüp kan...

Kan vermeden sonra gittiğim röntgen sırasında önümde en az 40 kişi vardı. Yanıma yaklaşan genç hemşirelerin hocam yardımcı olalım ricalarına aman saolun işim yok bugün beklerim demelerimin haddi hesabı olmadı. Çünkü önümde bekleyenleri düşünerek nasılsa zaman geçer diyerek köşe bucak saklanmalarım. Ve en önemlisi de ultrason konusunda yardımcı olan hemşirenin yanıma diğer arkadaşlarını da alıp gelmesiydi.. Sebep ise hocam bu arkadaşlar sizin ses tonunuzdan bahsettim onlarda çok merak ettiler o yüzden yanınıza geldik itirafları..

Ve güne damga vuran anı paylaşmak istiyorum.. Röntgen çekilen kapının önü kalabalık olduğu için ben koridorda durup ara sıra sıramın gelip gelmediğini kontrol ediyordum, tam kontrol etmeye giderken bana hocm sizin bir oyununuz vardı sorusuya başlayn muhabbete ortak olurken, arkamda kanapede oturan genç bir bayanın hocam az önce adınız yazdı ekranda sanırım sıranız geldi uyarısı... Aman Allah'ım arkamda oturan ve dha önce hiç tanımadığım bir bayan kapının üzerinde yazan adımı biliyor olması ve beni uyarmasıyla Allah'ım ben nerdeyim bunların hepsi bir rüyamı sorusunu getirdi...

Velhasılı dostlar...

İnsanın şöhret olması için ekranlara çıkması gerekmiyor.

İnsanın tanınması için şöhret olması gerekmiyor...

Mahalledeki bir berber işini iyi yapıyorsa Rabbım onun dostlarının yani onu sevenlerin unutulmamasını sağlıyor.

Ben elimden geldiği kadar 23 yıldır ekranlara çıkmadım, tanınmış bir yüzüm yok diyordum, ama şunu gördüm Rabbım işini hakkıyla yapanın şan kapısını alın teriyle açıyormuş. Şöhret kapısınıda müşkül olduğunda ardına kadar açıyormuş...

Buradan teşekkürü Borç bildiğim Yenimahalle hastahanesinde görev yapan doktor, hemşire, hasta bakıcı, güvenlik memuru dahil bana hakkı ve emeği geçen her kim varsa sonsuz teşekkürler ediyorum...

Rabbım beni bu hastahaneye nasiplendirmiş ve oradaki dost yüreklerin yardımlarıyla fakir yüreğimi bereketlendirmelerini sağlamıştır..

Allah razı olsun ANKARA'LI Tiyatrosever dostlarım ve beni Ankara'yla tanıştıran Sayın Melih Gökçek beyefendiye...

Not:

Dostlar doktorum ağrılarımın artması sebebiyle bu hafta ameliyat tarihi verecekti ben sizlere olan sorumluluğum nedeniyle ameliyat tarihini 3 kasıma aldırdım...

Dostlarımın hocam hata yaptın, önce sağlık neden önceye ameliyat günü almadın demiş olsalar da kendimi iyi hissettiğim için o tarihe aldırdım.

Ayrıca;

Bu hafta sonu ve ay sonu biletleri bitmek üzere olan Bir Adam Yaratmak adlı oyunum, ve provaları devam eden ASR-I SAADET ve NAR-I AŞK adlı oyunlarımın ilerlemesi gerekiyordu..

Sevginize layık olmaya çalışan şu fakire dualarınızı eksik etmeyin...

 
Yorumlar


Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...