Web Tasarım Ankara

 ''yüreğime somanın karanlığı düştü, üşüyorum...''

Rahmetli anneme benim babam nerede? diye sorduğumda, parmağını yukarı kaldırarak bulutları gösterdi baban bulutların arkasında dediğinde heyevanla bulutlara bakıp aramıştım... Sonra hani nerede göremiyorum dediğimde, annem bak işte bulutların arkasından el sallıyor diyerek bulutlara el sallamıştı... Ağladığımı hatırlıyorum ve annem neden ağlıyorsun sarı oğlan dediğinde, babam bana el sallamıyor diyerek çiçekli naylon muşambayla kaplanmış masanın tahta bacağına tekme atmıştım...

Sonra...

Masanın üzerinde gaz ocağında kaynamakta olan çay dolu mavi çaydanlık üzerime devrilmişti ve çığlık atarak ayağa kalktığımda kolumdaki yanık derimi yerinden sökmüştü.. Acı içinde rahmetli abim kucağına almış abimin arkadaşının sarı damalı taksisiyle taksimde ki hastaneye yetiştirmişlerdi...

Doktorların koluma merhem sürmüşler ve abimin kucağında tekrar eve gelmiştik... Taksim gümüşhane kısmının hemen altında üç katlı ahşap binanın bahçe katındaki tek katlı evimizin önündeki sedire yatırıldığımda gözlerim kaplumbağa rıfatı arıyordu... Annem onu aradığımı görünce yeşilliklerin arasında kaplumbağa rıfatı yanıma getirmişti.. Ben yastığa elimi uzatmış ağlamaktan kızaran gözlerimle rıfata kolumu gösteriyordum...

Kolum yanıyordu ve rahmetli annem yanı başımda sen erkek adamsın sarı oğlan sık dişini acısı geçecek diyerek elindeki gazeteyle koluma rüzgar yapıyordu...

Sonra aklıma bulutların arasında beni izleyen ama benim görmediğim babam aklıma geldi ve yukarıya bakarak onu arıyordum...

Anne babam neden bakmıyor yoksa benden utanıyormu?

Annem gazeteyi yanığıma sallarken evet seninle oyun oynuyor, sen bakmadığın zaman seni izliyor... Bulutların arkasında saklanan babamın bakışını ansısızın yakalamak için kafamı aşağı indiriyordum ve bir anda bulutlara bakıyordum ve benimle oyun oynayan babamı yakalayamıyordum...

O gece annemin koynunda uyurken, kafama koymuştum babamı bulutların arkasında yakalayacaktım..

Ertesi gün bahçedeki sedire yine yatırılmıştım... Ve bütün gün kaplumbağa rıfatla babamı yakalama planları yapmıştım... Ama babam bir türlü bana gözükmüyordu... Sonra kolumun acısını hatırlamaya başladım kolum yanıyordu ve ben ağlıyordum...

Annem ağlama geçecek oğlum dediğinde o kolumun yanık acısına ağladığımı düşünüyordu halbuki babam bana küsmüştü ve bana bakmıyordu...

Sonra bulutlara bakarak o benim babam değil diye ağlıyordum, o benim babam olsa bana görünürdü... Sonra küçük bir şimşek gürültüsü ve ardından üstüme yağmur taneleri düşüyordu...Annem kucağına alarak beni içeri soktu, ben pencereden yağmuru izliyordum annem bahçedeki sediri topluyordu...

Yağmur taneleri pencereye vururken ben eğilerek pencereden bulutlara baktım ve...

Rahmetli annem içeriye gelmiş ve küçücük bedenime sarılmış ne o sarı oğlan yoksa babanı mı gördün?

Anne babam sanırım kolumun yanmasına üzüldü bak ağlıyor....

Yaşanmış olan bu hikayemi....SOMA da benim gibi babasız kalan küçük çocukların ve bulutların arkasında onları izleyen madenci babalarıne ithaf ediyorum...

Not: Rahmetli annem bu yaşanan yanık olayından kısa bir süre sonra Topkapı'da bir mezarlığa götürdüğünü hatırlıyorum... Ve bana sarı oğlan senin baban burada yatıyor diyerek bir mezarı göstermişti...

 

 

Ey benim yetim yüreğim; seninki de acımı, geceleri sen uyurken o yetimler uyumayacak, madenci babaları onların üstünü örtemeyecek, başlarını okşayamayacak...

Kendi veya başkasının yetimini koruyan bir kimse ile ben, cennette şöyle yan yana bulunacağız....Hz.Muhammet(s.a.v) 

 
Yorumlar


Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...