Web Tasarım Ankara

İPLER VE KUKLALAR

     Kukla, kuklacının elindeyken ilmik, ilmik işlendiğini ve kendini hayata bağlayan iplerin her düğümünde onun hünerli parmakları olduğunu bilirdi… Ellerinin büyüklüğü şeffaf bir gölge misali güneşi yansıtıp yüreğini ısıtırken, yumuşak bir dokunuşun şifrelerini çözen zarif ve ince parmaklar, gerektiğinde onu yağmurdan ve deli fırtınalardan koruyabilen aslanpençelerine dönüşebileceğini biliyordu... Parmaklarının arasından kayıp giden ipler, yüreğine her dokunuşta yepyeni pencereler açıyordu… Keşiş dağından esen rüzgârların etkisiyle açılan Penceresinden içeri giren feri rüzgârları, her dokunuşta onu farklı dünyalara sürüklüyordu. Sonsuzluğa olan aşkını sorgulamaya başlıyordu, iplerinin saç telinden dahi ince oluşuna aldırmadan, sonsuzluk şerbetinin vuslatıyla yanan yüreğini, sahipsiz rüzgarların savurduğu efsunlu melteme emanet ediyordu…

 

      Hüsnüne meftun olmanın dayanılmaz cazibesiyle iplerinin daha fazla hareket etmesini istiyordu… Olanca kuvvetiyle sarıldı iplerine, mutluluğa ulaşmanın tek yolunun sonsuzluk ve sonsuzluğa ulaşmasının da tek yolu iplerinin olduğunu düşünüyordu… İplerinin her hareketi onu daha fazlasına sürüklemesine rağmen, Umarsız duygularının doruk noktasında iplerinin ucundaki düğümler engel oluyordu… Çözmek istedi daha fazlasına ulaşmak için, sınırsız duyguları hak ediyordu… Çünkü Söz vermişti, ömrü boyunca onun için raks edecekti… Raks etmek içinde iplerdeki düğümler çözülmeliydi…İplere Bağlı olmanın deli mavisini yüreğinde hissederken attığı her adımda Onun peşinden geleceğini bilirdi… Bilirdi, bilmesine de, İplerin her çekilişinde sevdasına yenik düşerdi, o şefkatli parmakların onu asla terk etmeyeceğini düşünürdü…

     Özleminde yaşattığı hayallerinin kuklacının avuçlarında kıvrılan alın yazısında toplandığını bilirdi… O Şefkatli parmakların iplerini oynatmasını beklerken, o hain yanılsamanın kurbanı olan yüreğinin, iplerin hoyrat ve savruk davranışlarıyla mutluluğu delicesine yüreğinde hissediyordu… Kukla olmanın verdiği vurdumduymaz rahatlığın iplerin sayesinde olduğunu düşünmeye başlayınca o şefkatli parmakların sıcaklığını kaybediverdi… Gücünü önce parmaklardan sonra iplerden aldığını unutmuştu… İplerin her zamanki gibi hareket etmesini bekledi, bekledi ama ipler oynamadı ve onu oynatmayıverdi… İplerine tutundu son bir dermanla ve olanca kuvvetiyle seslendi…

     Ben buradayım hani iplerin ucundaki sevgili kuklan nerdesin ey kuklacı hadi oynat beni… Hani ben senin en sevdiğin kuklandım yoksa Unutuverdin mi beni… İpleri hareketlendi olduğu yerde dönmeye ve ipleri olduğu yerde dolanmaya başladı…Sema ederken bedeni kuklacının O şefkatli parmakları ona yaklaşırken hissettiği sıcaklık sayesinde unutulmadığını anladı ve gözlerini huzurla derin bir uykuya kapatıverdi… Karanlığın zifirinde açarken gözlerini, sandığının rutubet kokulu tahtaları arasında sıkışan ruhunu kurtarmak isterken….. DEVAM EDECEK

 

 

Fotoğraflar
 
Yorumlar


Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...