Yangında tek kaldığınızı görünce mi aklınız başınıza geldi…
Aşkın gözü sen fark edinceye kadar kör değildi, sen yalnız kalınca mı körlüğü fark ettin? Aşk sevenin, sevdiğinde kusur görmediği için doğuştan kördür...
Sabahçı kahvelerinde pinekleyen o mahur bakışların,
Son nağmelerine sürüklüyorum.
Geriye dönüp bakınca nereden nereye gelmişim çok iyi görüyorum...
Dünün baldırı çıplak sanatçı müsveddesi meğerse bugün yüzlerce oyuna imza atan bir yönetmen ve oyuncu oluvermiş.
Aziz Mahmud Hüdayi Üftade hazretlerine öğrenci olmak ister. Üftade’nin yanına gittiğinde Üftade ona şöyle der:” Sen mal mülk sahibisin, burası ise yokluk kapısıdır.
Kendimi kendimde bulabilmenin kapısını aralamıştım ve bu sayede hayat sahnesinde oyunculuğumun ne kadar geliştiğini fark ettim
Tiyatro sanatı; o damlaya gizlenen gerçeklerin gizemiyle yüzleşmek isteyenlere doğru yansıtabilmiş olsaydı hazreti insan kavramı el üstünde tutulmuş olacaktı.
Bu kişilerin bünyesindeki cemaat mensupları daha güzel bir makam alsın diye her makamı yerle yeksan etmeyi göze almışlardır...
Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şerif-inde bizlere şöyle buyurmuştur. ''Kafir de olsa mazlumun âhını almaktan sakının.''
Kıbrıs'ın Manevi Bekçisi diye bilinen Hala Sultan ve Sevgili peygamberimizin süt halası olan Ümmü Haram'ın Hicretin 28. yılında Müslümanların ilk deniz seferine çıkmasına öncülük etmiş ve bu süreçte yaşanan sıkıntılara göğüs germiştir.
Bu kıssadır bir mecmua kenarına kaydolunmuş, biz de gördük söyledik ve bu kıssadan nasibimize düşen söz ''Hayat Hicrettir, mümin ise müebbet muhacir...''