Biz oyuncular; hatırladıkça muhteşem hazinelerle dolu olan anı deposunun anahtarının düşüncelerimizde saklı olduğunu biliriz.
Geriye dönüp bakınca nereden nereye gelmişim çok iyi görüyorum...
Dünün baldırı çıplak sanatçı müsveddesi meğerse bugün yüzlerce oyuna imza atan bir yönetmen ve oyuncu oluvermiş.
Meddah: Huzuru hazirun, cemiyeti irfan, lâindir, münafıktır, dinsizdir, kâfirdir şeytan, şeytanın lâinliğine münafıklığına, dinsizliğine, Rahmanın Birliğine Eyvallah.
Hak dostum hak diyerek bir başlayalım söze; ‘’Aklı olan anlar bunu, bu dünya bir misaf
Göründüğü gibi bir insan hayatında duyuların ve duyguların yaşanmadığı bir yaşam biçiminin yokluğu asla düşünülemez. O zaman sahnedeki rolü canlandıran kişi sahici olan duygularını gerçekten hissedip karakterinin hakkını duyularından ve duygularından yayı
Kendimi kendimde bulabilmenin kapısını aralamıştım ve bu sayede hayat sahnesinde oyunculuğumun ne kadar geliştiğini fark ettim
"Dostlar; Bir Yerde Küçük İnsanların Gölgeleri Büyüyorsa Orada Güneş Batıyor demektir"
En azından benim tiyatro anlayışımda öğrencilerime en önemli tavsiyem rol verilmez alınır sözümdür. Israrcılığının yanı sıra sahne terbiyesinde disiplin ve çalışmalarda muhakkak istikrar şarttır
Sonrasında ‘Sarı oğlan sende bu patlıcanlar gibi çürümek istemiyorsan dertlere ve sıkıntılara karşı dimdik ayakta durmalısın, içini daima temiz ve boş tutabilmeli sin...
Lakin unutma; İçindeki boşluğu neyle ve nasıl doldurduğuna dikkat etmelisin...
Siz yeter ki düşünün zihniniz muhakkak destekler.
Yani anlayacağınız çöp tenekenizde kullanmaya cesaret dahi edemediğiniz nice yaşanmışlıklar içimizde saklanan beni ortaya çıkarır ve bu sayede sahnede başarı kaçınılmaz olur.
Geleceğimizi Esaret altına almaya çalışan eli kanlı hainlerin kirli emellerini canları pahasına boşa çıkaran Kahraman Gazilerimizin ve şehitlerimizin hatırasına binaen...
''Tiyatro değil Gerçek''
Kimilerine göre karanlıktı ama ona sorsanız küçük dünyasında açılan pencereyle gözleri görenlerden çok daha güzel şeyleri görür ve hissederdi…
Kimilerine göre karanlıktı ama ona sorsanız küçük dünyasında açılan pencereyle gözleri görenlerden çok daha güzel şeyleri görür ve hissederdi…
Oyunumuzu seyrederken kani olacağınız bir gerçekle karşılaşacaksınız. Gözlerini yitiren Büyük Usta Âşık Veysel, kaderin ona imtihan olarak verdiği sıkıntılara şükrederek hayata dünya gözüyle değil de, mana ve hikmetle bezenen gönül gözüyle bakmakta huzur
Muradiye Öğretim Kurumları minik yavrularımız için hazırlamış olduğu Masal Serisinin altıncısı olan KAYBOLAN MİNİK KANGURU.
Muradiye okulları tatilde de çocuklarımızın yanında.
Bazı olayların görünen ve görünmeyen tarafları vardır ve ancak Derinliğine inince hikmetler çıkarabiliriz.
Cennet mekan Abdülhamit han hazretlerinin şöyle bir sözü vardır. ‘’Birlik ve beraberlikte kuvvet, ayrılıkta, sıkıntı ve felaket vardır. ‘’
Baş başa vermeyince taş yerinden oynamaz diyerek hikâyemize geçelim:
bu kıssadan nasibimize düşen mana "Bir şeyi gerçekten görmek istiyorsan” der meczup “gözlerini kapat da öyle bak"
“Geçmiş zaman olur ki hayal cihana değer ” Geçmiş zamanın behrinde, Yolu yolcuya emanet ederken Ayna attım çayıra, Şavkı vurdu bayıra, Bu güzel hikayenin, Sonu gelsin hayıra…
Canlar: Birlikte kardeş gibi yaşamayı öğrenmeliyiz, yoksa hep birlikte sarı öküz gibi helak oluruz. Velhasıl bir olmalıyız beraber olmalıyız.
Canlar bu hikâyeden payımıza düşen hisse; Hayatta başarılı olmanın yolu, kaç soru cevapladığımızda değil, Allahın rızasını kazabilmek için disiplin ve çevremize gösterdiğimiz sorumluluktan geçiyor…
Eşim olma, karım ol! Bakma böyle ilkel durduğuna, canlar ruhu vardır kelimelerin. Karı ve koca sözünün derinliğinde, eş kelimesinden çok ama çok şey anlatır bizlere.
Milletin ne sandığı, ne dediği umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescitlere giderdi. Öyle bir imamın arkasında durmalı ki derdi, tekbir alırken Kâbe’yi görmeli.
23 Nisan 2020 ve 19 Mayıs 2020 tarihleri arasında Ankara İlimizde İlkokul,Ortaokul ve Lise öğrencilerinin katılacağı Meddah yarışması
Geleneksel Türk Tiyatrosunun en önemli parçası Meddahlık sanatını günümüzde icra eden sanatçı sayısı fazla olmadığı için fazlaca bilinmiyor…
Aşkın Aşkını; sükûtun dinginliğinde sabır ile vücut bulmasını istiyorsak;
Yüreğimize perde-i vuslat nidasını yüklemeliyiz. LA İLAHE İLLALLAH
Hak dostum hak diyerek başlayalım bir başka hikâyemize… İsim isme, cisim cisme, semt semte benzer, geçmiş zaman söylenir, yalan gerçek vakit geçer demişler. Canlar geçen zamanın kıymetini bilmek için sizleri Semerkant’a götüreceğim...
Efendim: Bu kıssadır bir mecmua kenarına kaydolunmuş, biz de gördük söyledik ve bu kıssadan gönüllerinize düşen hazineyi unutmak istemiyorsanız sarıp sarmalayıp yüreğinizin bir köşesinde saklayın.