Gözlerin, donuk bakışlar limanında,
Huzur tekneme kefen biçerken,
Yüreğimi dara düşüren dertlerimi,
Kanadı kırık umutlarıma yükleyip
Gönül penceremden azade ediyorum.
Bilesin ki,
Gam yüklü hıçkırıklarım sebil değil.
Bilesin ki,
Gönül teknem, sensizlik limanında bâkî değil.
Bilesin ki,
Lâl feryadıma kayıtsız kalan kalbin taş değil.
Bilesin ki,
Kayıp şehrin sokaklarında, sensizlikte üşüyen yüreğim,
Kar yangını bakışlarına mahkûm değil…
Bilesin ki,
Geceler yoldaş olsa da hüzünlerime,
Sensizliğin fırtınası savuramaz beni.
Bilesin ki,
Özlemin prangalar vursa da yüreğime,
Hasretin beni karanlıklara hapsetmez.
Bilesin ki,
Sessizlik yankılansa da duvarlarımda,
Adını anmayan dilim, seni unutmaz.
Bilesin ki,
Ne zaman yüreğime düşsen,
Zaman durur, yaralar kabuk bağlar,
Ve aşk, küllerinden yeniden doğar…