Oyuncuların en zayıf noktası alkış seslerini ışıkların parlaklığıyla cilalaması dır. Yıllarca emek verdiği sahneyi yükselme aracı olarak görenler şan ve şöhrete yüreklerini heba ederler.
Ramazan ayında kıssalardan çıkarılan konularla oyunlaştırılan kısa kukla bölümleri.
(2010-2011 sezonu sergilendi) Oyun içinde oyun olgusuyla kurgulanan oyunda, gerçek dünya ile inanmak istedikleri dünya arasında kalan bir oyun.
Her kulaçta o koca, koca dalgaları aşmak zor ötesidir. Zoru başarmak isteyenler limonun ağacındaki olgunlaşma sürecine bakıp sahnenin adabına uymaları gerekir.
Kukla oynatabilmek için sadece tiyatro penceresinden bakmak yetmiyor.
Bu sanat dalına meraklıysan işin çok zor. Kukla Kuklacıyı sahiplenmesi gerekir ve bunun içinde kuklacının yetenek fabrikasında ömür tüketen bir emektar olmalıdır...
Atalarımız bugünleri bilerek ne güzel söylemiş;
''Alçak kimsenin kursağı doyunca bin türlü kötülüğe kalkışır.''
Sahte aşklarla farkına varmadan yıllarca çelik çomak gibi oynayan sanatçı müsveddesi kardeşinizden aşka dair kelam...
Yangında tek kaldığınızı görünce mi aklınız başınıza geldi…
Aşkın gözü sen fark edinceye kadar kör değildi, sen yalnız kalınca mı körlüğü fark ettin? Aşk sevenin, sevdiğinde kusur görmediği için doğuştan kördür...
Kaleme alırken eğlendiğim ve sahneye koyarken içimdeki çocuğun ortaya çıkmasını sağlayan eğlenceli bir çocuk oyunu.
Biz oyuncular; hatırladıkça muhteşem hazinelerle dolu olan anı deposunun anahtarının düşüncelerimizde saklı olduğunu biliriz.
Vaktin hesabıyla plan yapanlara bir çift sözüm olacak; ‘’Ne kadar plan yaparsanız yapın, plandaki olan değil nasipte olan gelir başımıza.’’
Vaktin hesabıyla plan yapanlara bir çift sözüm olacak; ‘’Ne kadar plan yaparsanız yapın, plandaki olan değil nasipte olan gelir başımıza.’’
(1996 ve 2015 tarihleri arasında sergilendi)Sahneye koyduğumun 19. senesinde 600 küsur kez rol aldığım üstadın muhteşem oyunu...
O yol yolcusuna,
Sadakat renginin şulesinde raks eden pervane olmayı göze aldırır..
Anadolu’da turne tiyatrosunda geçen yaşamım, oradan, oraya göçebe kuşlar misali geçti...Her çeşit iklimde değişik renkte çiçekler tanıdım..Onlar bana kokularını verdiler, ve ben o kokularla büyüdüm...
Geriye dönüp bakınca nereden nereye gelmişim çok iyi görüyorum...
Dünün baldırı çıplak sanatçı müsveddesi meğerse bugün yüzlerce oyuna imza atan bir yönetmen ve oyuncu oluvermiş.
Eşyaya teslim olmayan bir ahlak yapısıyla tüm dünyaya örnek olan ahilerin hikayesidir..
Aziz Mahmud Hüdayi Üftade hazretlerine öğrenci olmak ister. Üftade’nin yanına gittiğinde Üftade ona şöyle der:” Sen mal mülk sahibisin, burası ise yokluk kapısıdır.
Meddah: Huzuru hazirun, cemiyeti irfan, lâindir, münafıktır, dinsizdir, kâfirdir şeytan, şeytanın lâinliğine münafıklığına, dinsizliğine, Rahmanın Birliğine Eyvallah.
Hak dostum hak diyerek bir başlayalım söze; ‘’Aklı olan anlar bunu, bu dünya bir misaf
Meddah Hikayelerimizin arasına dahil etmekten onur duyduğum güzel bir hikaye.
Aziz Mahmud Hüdayi Üftade hazretlerine öğrenci olmak ister. Üftade’nin yanına gittiğinde Üftade ona şöyle der:” Sen mal mülk sahibisin, burası ise yokluk kapısıdır.
''Ne hazin bir çağda yaşıyoruz ki , İnsanların ön yargılarını yok etmek, atomu parçalamaktan daha zor hale geldi.''
İnsanlara bahşedilen her yetenek Allah'ın bir ikramıdır...
Her ne mesleği icra edersek edelim her işin başında ve sonunda ben yaptım ben yarattım diyerek Rabbımıza şükürde kusur etmeyelim…
(2006 - 2007 sezonu) Lyle Kessler'in kaleme aldığı dramatik eserde Amerikalıların janjanlı zekâ düzeyini komik şekilde "ti"ye alırken, oyunun kurgusu içinde iki yetim kardeşin bir gece hayatlarına giren bir adamla değişen hayatlarını dramatik şekilde ele
Ey kibir tellalı nifak tohumları!
Sanma ki silahsızım,
Göründüğü gibi bir insan hayatında duyuların ve duyguların yaşanmadığı bir yaşam biçiminin yokluğu asla düşünülemez. O zaman sahnedeki rolü canlandıran kişi sahici olan duygularını gerçekten hissedip karakterinin hakkını duyularından ve duygularından yayı
Sahnedeki karakterin aldığı her nefesi kendi nefesimizde soluyarak hissetmek zorundayız. Sahne karakterimizin at koşturduğu mekan, hayal dünyamızın kullanılabilir esnekliğiyle ortaya çıkar.
Şimdi dur ve düşün;
Tuttuğumuz oruçlardan payımıza düşenin sadece açlık olmadığını anla....
Orucun işaret ettiği manaları kavrayabilmemiz için nefsimizi bir ay boyunca tokat manyağı yaptık...
Yüreğim ne zaman daralsa, sevdayla başım ne zaman derde düşse Eminönü'nden kalkan bu geminin güvertesine çıkarım ve İstanbul’uma göz kırparım, O da her zamanki çapkın edasıyla gülümseyiverir…
Geçmişten günümüze zar zor gelebilen Kukla sanatımızın sahneye konulmuş en kapsamlı tiyatro gösterisidir...
Evde yapılan ezber çalışması az olsun temiz olsun diyorsanız zihninizin en temiz hali sabah ezanının okunduğu saatlerdir o saatlerde ezber yapmak oyuncu için kaçırılmayacak en değerli saatlerdir.
Oyuncu adayları tiyatroya adım atmadan önce genel kanaatleri sahne üzerindeki gerçekliğin rol ve taklit yapmaktan geçtiğini düşünür ve kendisini bu şartlaya göre sahneye hazırlamıştır.
Ağzı mantarla kapatılmış bir şişe düşünün ve onu göğüs kafesinizin arasındaki kalbiniz olarak farz edelim. Şişenin ağzının açılmasına ve kapanmasına sebep olan yegâne güç nefsimiz olsa da şişenin ağzındaki mantar gerilimi temsil eder
Türk dilinin gelişmesi ve yayılmasında büyük hizmetleri bulunan, bu uğurda ölümsüz eserler yazan ilk Türkçeci şairlerimizden Âşık Paşa’nın kimliğini oluşturan başlıca öğe, onun Türk diline verdiği önem olmuştur. Bu minvalde sahneye koymaya çalıştığım yönü
Aynı topraklarda huzurla yaşayabilmenin hikmeti kardeşlikten geçer.
Kendimi kendimde bulabilmenin kapısını aralamıştım ve bu sayede hayat sahnesinde oyunculuğumun ne kadar geliştiğini fark ettim
Tiyatro sanatçısı sanata bakış açısının kaynağını halktan almalı ki ortaya çıkardığı sanat ürünlerini gönül rahatlığıyla halkına arz edebilsin. Lakin oyuncu Halkından kopuk bir sanat anlayışını benimserse ister istemez karşılıklı bir etkileşim süreci tıka
Velhasılı dostlar...
İnsanın şöhret olması için ekranlara çıkması gerekmiyor.
İnsanın tanınması için şöhret olması gerekmiyor...
Tiyatro sanatı; o damlaya gizlenen gerçeklerin gizemiyle yüzleşmek isteyenlere doğru yansıtabilmiş olsaydı hazreti insan kavramı el üstünde tutulmuş olacaktı.
Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum.
Çünkü onlar düş, düşe yüzmeyi öğrenmişler...
En azından benim tiyatro anlayışımda öğrencilerime en önemli tavsiyem rol verilmez alınır sözümdür. Israrcılığının yanı sıra sahne terbiyesinde disiplin ve çalışmalarda muhakkak istikrar şarttır
Sanatın gücünü fark etmek istiyorsan önce kendini tanı,
Kendini tanımak çok zor geliyorsa ve canını yakıyorsa,
Sanatı ve sanatı bahşeden yüce sanatkarı tanı unutma O'nun sanatı her zorluğu yener. Yenmekle kalmayıp bu gücü size teslim eder
SANATLA KAL
Çocukluğumuzda leğenlerde yıkanırken annelerimiz rahat dur etraf ıslanıyor diyerek kafamızda hamam kokulu sabunlar kırardı Anılarımın ucunda köşesinde annemin tatlı şiddetti olsa da hamam kokulu sabunları çok seviyorum...
İnsan olmanın şerefini omuzlarında taşıyan kişi hayat ve hayal sahnesinde iyi bir oyuncu olmak istiyorsa kendi iç dünyasında önce kendi oyunculuğunu keşfeder sonra tiyatro sahnesinde o keşfin tadını oyunculuğunun nispetinde doyasıya çıkarır
Adaletiyle ve cesaretiyle bilinen Hz. Ömer’in bir güzel sözüyle başlayalım hikayemize. ‘’Beni kimsenin bilmesi önemli değil. Rabb’im bilsin yeter. Kim ne derse desin bana Rabbim kulum desin yeter.’’
Adaletiyle ve cesaretiyle bilinen Hz. Ömer’in bir güzel sözüyle başlayalım hikayemize. ‘’Beni kimsenin bilmesi önemli değil. Rabb’im bilsin yeter. Kim ne derse desin bana Rabbim kulum desin yeter.’’
Sonrasında ‘Sarı oğlan sende bu patlıcanlar gibi çürümek istemiyorsan dertlere ve sıkıntılara karşı dimdik ayakta durmalısın, içini daima temiz ve boş tutabilmeli sin...
Lakin unutma; İçindeki boşluğu neyle ve nasıl doldurduğuna dikkat etmelisin...
Yüzümdeki soru işaretini görünce tebessüm ederek ‘Neden boşuz diye sorgulama; çünkü Allah bizleri dolu olarak dünyaya getirseydi, hayatın, öğrenmenin hiç bir değeri ve anlamı kalmazdı.
Siz yeter ki düşünün zihniniz muhakkak destekler.
Yani anlayacağınız çöp tenekenizde kullanmaya cesaret dahi edemediğiniz nice yaşanmışlıklar içimizde saklanan beni ortaya çıkarır ve bu sayede sahnede başarı kaçınılmaz olur.
Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şerif-inde bizlere şöyle buyurmuştur. ''Kafir de olsa mazlumun âhını almaktan sakının.''
Silahı ben bıraktıracağım diye oy istedin...
Elini tutanmı var?
Dağdaki gardaşına rica et Bir zahmet 35 yıldır elinden indirmediği kanlı silahı bıraksın...
Bizi var eden öz benliğimizin liyakat prensiplerini imanımızla harmanlamadığımız zaman benliğimizdeki saklanan ben’in umut ışığına ihanet etmiş oluruz.
Sahnede karşımıza çıkabilecek en meşakkatli rollerin karakter analizleri hayallerimizden beslenirken irademizin başarganlık yönlerini ihmal edemeyiz.
(1999-2015 sezonları) Üstadı anlamaya çalışırken karşıma çıkan sanat hayatı bende derin izler açmıştır...Ömrünü hayat, kainat,insan ve var oluş sırrı üzerine adamışken, bir gece aniden gerçeğin kucağına düşer. Hiç ummadığı bir zamanda,bohem hayatının zirv
Muradiye Sanat akademisi olarak atölyelerimizde öğrencilerimiz için el becerilerini artırabilmek ve geleneksel sanatlarımızı çocuklarımızla buluşturabilmek için karagöz yapım oynatım çalışmaları başlattık.
Geleceğimizi Esaret altına almaya çalışan eli kanlı hainlerin kirli emellerini canları pahasına boşa çıkaran Kahraman Gazilerimizin ve şehitlerimizin hatırasına binaen...
''Tiyatro değil Gerçek''
Önce barikatlar kuruldu sokaklara ve sonra Polisin sokulmadığı sokak işgalleri.
Kıbrıs'ın Manevi Bekçisi diye bilinen Hala Sultan ve Sevgili peygamberimizin süt halası olan Ümmü Haram'ın Hicretin 28. yılında Müslümanların ilk deniz seferine çıkmasına öncülük etmiş ve bu süreçte yaşanan sıkıntılara göğüs germiştir.
Hayır! Umut denen ekmeğimin bayatlamasına izin vermemeliydim… Ayağa kalktım lambanın altına gelip başımı kaldırdım… Minicik boyumla uzandım, Elimi tutması için uzattım, sessizce pes etme minik kelebek diyebildim…
Kimilerine göre karanlıktı ama ona sorsanız küçük dünyasında açılan pencereyle gözleri görenlerden çok daha güzel şeyleri görür ve hissederdi…
Kimilerine göre karanlıktı ama ona sorsanız küçük dünyasında açılan pencereyle gözleri görenlerden çok daha güzel şeyleri görür ve hissederdi…
Oyunumuzu seyrederken kani olacağınız bir gerçekle karşılaşacaksınız. Gözlerini yitiren Büyük Usta Âşık Veysel, kaderin ona imtihan olarak verdiği sıkıntılara şükrederek hayata dünya gözüyle değil de, mana ve hikmetle bezenen gönül gözüyle bakmakta huzur
(2013,2014 ve 2015 sezonunda sergilendi) Yazarımız Üstün Dökmen'in Oyunumuzu seyrettikten sonra oyunuma 3. boyutu kazandırmışsınız diyerek tebrik ettiği Bir Ankara müzikali...
Evden çıktım ve tarla başındaki minibüs durağına salına,salına gidene kadar vitrin camlarında kendimi seyrediyordum. Peh peh ben bayağı yakışıklıydım ya hu ve ben bu kıyafetlerle tıpkısın aynısı Ahmet Özhan gibiydim.
Köşesi olmayan bu yazımda Kukla karagöz ve temaşa sanatımız adına sert ifadeler kullandım ona göre okuyun ve ona göre düşünceleriniz bana iletin...
Köşesi olmayan bu yazımda Kukla karagöz ve temaşa sanatımız adına sert ifadeler kullandım ona göre okuyun ve ona göre düşünceleriniz bana iletin...
Gelenekli sahne sanatlarımız arasında önemli bir yer tutan kukla sanatımızın başlangıç noktası Köylülerimizin marifetli elleriyle ortaya çıkardıkları KÖY TİYATROSUNDA başlamıştır.
Muradiye sanat akademisi olarak Karantina günlerinde evlerinde kalan öğrencilerimize Kuklalarımız vasıtasıyla ulaşıyoruz. Evde hayat var evde kal Türkiye...
1969 yılında naftalin kokan sandıklarda tanıştığım kuklalar ailemden biri gibiydi.
Bağımsızlık aşkıyla yanıp tutuşan kahraman bir ulusun evlatlar hiçbir zaman baskılara boyun eğmemiştir. İstiklal ruhuyla asırlar boyu süren mücadelede aşkı değişen tarihler, kişiler, silahlar ve simalar olmuştur ve olacaktır. Asırlar geçse de kahraman mil
Meddah amca yine güzel bir hikaye paylaşıyor. İnatçı iki keçi masalında aslında neler olmuş bir izleyelim.