Web Tasarım Ankara

 uzun bir itiraf name

Hani bir söz vardır ”körün istediği bir göz, Rabbim verir iki göz” işte bu söz her zaman çok şanslısın be kardeşim diyenlere inat ”nazar etme ne olur çalış seninde olur” ifadesiyle kasım, kasım kasılarak horoz gibi dolaşmama sebep olmuştur. En büyük hayalim ise mesleğimi benden sonrasına bırakma isteği Ankara büyük şehir tiyatrosu bünyesinde gerçekleşmiştir...

Büyük şehir tiyatro kursuna kayıt olan öğrencilerime, Toplantı esnasında tiyatro çalışmasının yanı sıra isterseniz sizlerle birlikte orta oyunu çıkarabiliriz demiştim…

Ertesi gün Orta oyunu çalışmasına katılmak isteyenler peşimden gelin dediğimde salondan bir kişi bile çıkmamıştı. Bakışlarındaki şaşkın ifadeleri bu gün bile unutamam… Daha sonrası onları takip eden günlerde atölyemin kapısında Serkan, Savaş ve Vural isimli üç öğrencim orta oyunu yapmak istiyoruz hocam diyerek gelmişlerdi...

O üç babayiğide orta oyunu tekniğini anlattığımda yüzlerindeki sevinci unutamam... Sonrasında yapılan çalışmalarda o üç öğrencimden kuvvet alan diğer öğrencilerimde çalışmalara katılmışlardı... İlk çalışmamızı sahneye koyduğumuz günün ertesinde yanıma gelerek itiraf ettikleri ilk şey Hocam bize orta oyunu oynamak isteyenler ayrılın dediğinizde herkesin ortak kanaati, adam bizi hokkabaz yapacak diyerek davetinizi küçümsemiştik ve o yüzden peşinizden gelmemiştik...

O gün ortaoyununu küçümseyen öğrencilerim arasından bir kaç tanesi cesaretlerini toplayarak sanatımın peşinden gelmişler ve bugünün En iyi tuluat ve temaşa sanatçıları olarak Türk tiyatrosunda parmakla gösterilir hale gelmişlerdir.

Şimdi sizlerde Orta oyunu nedir diyebilirsiniz… O yüzden küçük bir açıklama yapayım:) Orta oyunu bugünün Türk tiyatrosunun oluşmasına sebep olan, yegane oyun biçimidir… Kısaca ortada oynanan, dört tarafında da seyircisi olabilen doğaçlama tarzında konuşmaların olduğu ve genelde mizah ağırlıklı oyun tarzını belirleyen temaşa sanatımız dır…

 Ama orta oyunumuzun en şaşırtıcı özelliği Almanların önemli tiyatro kuramcısı Bertolt Brecht’in ortaya koyduğu ''Epik tiyatro'' tekniğinin en temel özelliklerini yansıtıyor olmasıdır. Brecht,in Türk tiyatrosundan etkilendiğini düşünmemize sebep ise , epik tiyatroyu soranlara adres olarak ülkemizdeki orta oyununu göstermesidir…

Brecht o dönemin burjuva tiyatrosunun yani 1920'lerin alman tiyatrosunun, o günün tiyatrosunda beklenilen işlevi yerine getirmediğini düşünerek epik tiyatroyu ortaya koymasıdır.. Brecht'e göre tiyatro toplumun sorunlarını, toplumsal gerçeklikleri anlatırken, bunların temelinde yatanlarıda ortaya çıkarmalı ve izleyicinin tiyatrodan etkilenmesi, fakat etkilenirken de olayları sorgulayıp düşünmesini sağlamaktır…

Günümüzde epik tiyatroyu bildiğini sanan üstelik orta oyununu ve temaşa sanatlarımızı bilmeden uygulamadan, mezun olan çok sayıda tiyatro öğrencisi vardır. Modern tiyatro merakı yüzünden geleneksel tiyatro tekniğimiz bize bizi anlatan orta oyunundan gittikçe uzaklaşmıştır…Mezun olan oyuncular TV kutusuna hapsolmuş ve ordan gelen şöhretle sabun köpüğü oyunları seyirciye sunarak onları fastfood yaşam anlayışına hapsetmeleridir.. Brecht’in söylemiş olduğu anlayışı, izleyicinin tiyatrodan etkilenmesini fakat etkilenirken de olayları sorgulayıp düşünmesini kenara itmiş, İnsanlarımızın yaşama ve ülke sorunlarına seyirci kalmalarında rol oynamışlardır…

Bugün ülkemiz üzerinde oynanan her türlü tezgaha, riyakarlıklara ve çirkinliklere düzenbazlıklara seyirci kalmamıza ve eften püften sebeplere tepki vermemize, sırf muhalefet yapmak için boş konuşmamıza, bilmeden araştırmadan önüne servis edilen gazete kupürlerine ve köşe yazarlarına inanıp meydanları hınca hınç doldurup, sonra bir anda ortadan kaybolmamıza, bir sebepte biz tiyatro oyuncularıyızdır…

Şimdi ne yaptın mehmet bey kafamıza taş düşse oyunculardan bileceğiz diyeceksiniz...

Sevgili dostlar herkes üstüne düşeni en iyi şekilde yapsaydı mesela biz tiyatro yönetmenleri, oyuncuları oyunlarımızdaki yozlaşmaya dur deseydik, Seyircilerimizde böylesi durumlarda kafalarını kuma gömmez olurdu...Herkes şapkasını önüne koyup düşünmesi ve itiraf etmesi gerekirki toplum olarak yanlışlara sürüklenmeyelim..

Bugün hiçbir şey için geç değil sevgili dostlar, bakkalı, kasabı, terzisi, vs işimizi ve mesleğimizi nasıl Çin mallarına kaptırdırdıysak, düşünce anlayışımızı, ahlakımızı, ve kültürümüzü aptal kutusuna kaptırmayalım...Kendinize gelin sorgulayın ve kaliteli bir yaşam kapısının Kitap okumaktan ve tiyatrodan geçtiğini hatırlayın... lütfen TV den ve uyuşturucu etkisine eşdeğer hale gelen dizilerden uzak duralım…Ben üstüme düşeni yapıyor ve size haber veriyorum…Olayları sorgulayıp düşünme zamanınız geldide, geçiyor …

İTİRAF EDİYORUM....

Ben nerde hata yaptığımı görüyor ve öz eleştiri yapabiliyorum...

Peki Ya siz?...

 
Yorumlar


Hiç Yorum Yapılmamış. İlk yorumu siz yapın...