Suya her eğildiğimde Solucanın suyun içinde oltanın ucunda kıvrandığını görüyordum, ama balıklar ne hikmetse ve dans eden solucanı fark etmiyordu...
Oyuncuların en zayıf noktası alkış seslerini ışıkların parlaklığıyla cilalaması dır. Yıllarca emek verdiği sahneyi yükselme aracı olarak görenler şan ve şöhrete yüreklerini heba ederler.
Kader hiç ummadığımız anda bilmediğiniz bir yol çizebilir.
Çünkü kaderin üzerinde de bir kader var.
Kaderin Sahibi yılmayan pes etmeyen hak dostlarına o yolun bir adım sonunda inanılmaz bir mükâfat verecektir.
Rabbim o yıkıcı günlerin yıkıntıları arasında ayakta kalmaya çalışan çocuklarımızın molozlar arasına sıkışan yalnızlıklarını ve acılarını yavrularımıza bir daha asla yaşatmasın…
Gece yarısı uykumun arasında buldum! diyerek sevinçle uyanmış ve yanı başımda bulunan çift dikişli karalama defterime hemen icadımı çizivermiş tim…
Her kulaçta o koca, koca dalgaları aşmak zor ötesidir. Zoru başarmak isteyenler limonun ağacındaki olgunlaşma sürecine bakıp sahnenin adabına uymaları gerekir.
Milletin efendisi toprağını unuttu,
Milletin efendisi Ardıç kuşu gibi yaşıyor, ama yüreğini hormonlaştırıyor, özden kopuyor, sahte tebessümleri semiriyor, maskelerin gölgesinde hayat damarından kopuk ürüyor, büyüyor...
Kukla oynatabilmek için sadece tiyatro penceresinden bakmak yetmiyor.
Bu sanat dalına meraklıysan işin çok zor. Kukla Kuklacıyı sahiplenmesi gerekir ve bunun içinde kuklacının yetenek fabrikasında ömür tüketen bir emektar olmalıdır...
Sahte aşklarla farkına varmadan yıllarca çelik çomak gibi oynayan sanatçı müsveddesi kardeşinizden aşka dair kelam...
Yangında tek kaldığınızı görünce mi aklınız başınıza geldi…
Aşkın gözü sen fark edinceye kadar kör değildi, sen yalnız kalınca mı körlüğü fark ettin? Aşk sevenin, sevdiğinde kusur görmediği için doğuştan kördür...
Ruhumuzun derinliğinde mecburi istikamete inebilmenin en güzel şekli kapalı olan gözlerimizin sessizliğinde gönül gözümüzün karanlığında aşka pervane kanatlarımızdır…
Seven sevgisini ispat eder. Sevgiyi ispat etmenin en bariz yolu sevgiliye karşı duyulan ilgi ve alakadır. İnsan mahbubunu sevdiğini ona ne kadar vakit ayırdığı ile ispat eder...
Biz oyuncular; hatırladıkça muhteşem hazinelerle dolu olan anı deposunun anahtarının düşüncelerimizde saklı olduğunu biliriz.
Vaktin hesabıyla plan yapanlara bir çift sözüm olacak; ‘’Ne kadar plan yaparsanız yapın, plandaki olan değil nasipte olan gelir başımıza.’’
(1996 ve 2015 tarihleri arasında sergilendi)Sahneye koyduğumun 19. senesinde 600 küsur kez rol aldığım üstadın muhteşem oyunu...
O yol yolcusuna,
Sadakat renginin şulesinde raks eden pervane olmayı göze aldırır..
Anadolu’da turne tiyatrosunda geçen yaşamım, oradan, oraya göçebe kuşlar misali geçti...Her çeşit iklimde değişik renkte çiçekler tanıdım..Onlar bana kokularını verdiler, ve ben o kokularla büyüdüm...
Geriye dönüp bakınca nereden nereye gelmişim çok iyi görüyorum...
Dünün baldırı çıplak sanatçı müsveddesi meğerse bugün yüzlerce oyuna imza atan bir yönetmen ve oyuncu oluvermiş.
Bana sevgiyi bağışlayanın sevgisini hissettiğimde karanlık dehlizlerim aydınlanmaya başladı... Birilerin beklerken beklendiğimi hissettiren en büyük aşkımı fark ettim...
Meddah: Huzuru hazirun, cemiyeti irfan, lâindir, münafıktır, dinsizdir, kâfirdir şeytan, şeytanın lâinliğine münafıklığına, dinsizliğine, Rahmanın Birliğine Eyvallah.
Hak dostum hak diyerek bir başlayalım söze; ‘’Aklı olan anlar bunu, bu dünya bir misaf
Bu mahalle benim için yaşayan nefes alan bir çocuktu ve benimle her köşe başında saklambaç oynardı...
Göründüğü gibi bir insan hayatında duyuların ve duyguların yaşanmadığı bir yaşam biçiminin yokluğu asla düşünülemez. O zaman sahnedeki rolü canlandıran kişi sahici olan duygularını gerçekten hissedip karakterinin hakkını duyularından ve duygularından yayı
Sahnedeki karakterin aldığı her nefesi kendi nefesimizde soluyarak hissetmek zorundayız. Sahne karakterimizin at koşturduğu mekan, hayal dünyamızın kullanılabilir esnekliğiyle ortaya çıkar.
Yüreğim ne zaman daralsa, sevdayla başım ne zaman derde düşse Eminönü'nden kalkan bu geminin güvertesine çıkarım ve İstanbul’uma göz kırparım, O da her zamanki çapkın edasıyla gülümseyiverir…
Ağzı mantarla kapatılmış bir şişe düşünün ve onu göğüs kafesinizin arasındaki kalbiniz olarak farz edelim. Şişenin ağzının açılmasına ve kapanmasına sebep olan yegâne güç nefsimiz olsa da şişenin ağzındaki mantar gerilimi temsil eder
Türk dilinin gelişmesi ve yayılmasında büyük hizmetleri bulunan, bu uğurda ölümsüz eserler yazan ilk Türkçeci şairlerimizden Âşık Paşa’nın kimliğini oluşturan başlıca öğe, onun Türk diline verdiği önem olmuştur. Bu minvalde sahneye koymaya çalıştığım yönü
Kendimi kendimde bulabilmenin kapısını aralamıştım ve bu sayede hayat sahnesinde oyunculuğumun ne kadar geliştiğini fark ettim
Tiyatro sanatı; o damlaya gizlenen gerçeklerin gizemiyle yüzleşmek isteyenlere doğru yansıtabilmiş olsaydı hazreti insan kavramı el üstünde tutulmuş olacaktı.
"Dostlar; Bir Yerde Küçük İnsanların Gölgeleri Büyüyorsa Orada Güneş Batıyor demektir"
Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum.
Çünkü onlar düş, düşe yüzmeyi öğrenmişler...
En azından benim tiyatro anlayışımda öğrencilerime en önemli tavsiyem rol verilmez alınır sözümdür. Israrcılığının yanı sıra sahne terbiyesinde disiplin ve çalışmalarda muhakkak istikrar şarttır
Çocukluğumuzda leğenlerde yıkanırken annelerimiz rahat dur etraf ıslanıyor diyerek kafamızda hamam kokulu sabunlar kırardı Anılarımın ucunda köşesinde annemin tatlı şiddetti olsa da hamam kokulu sabunları çok seviyorum...
İnsan olmanın şerefini omuzlarında taşıyan kişi hayat ve hayal sahnesinde iyi bir oyuncu olmak istiyorsa kendi iç dünyasında önce kendi oyunculuğunu keşfeder sonra tiyatro sahnesinde o keşfin tadını oyunculuğunun nispetinde doyasıya çıkarır
Kaostan medet uman miadı dolmuş karanlık kişilerin erdemden yoksun sözlerine inanıp ülkemizin geleceğini rulet masasına yatırıyorlar...
Bu kişilerin bünyesindeki cemaat mensupları daha güzel bir makam alsın diye her makamı yerle yeksan etmeyi göze almışlardır...
Gölgede kalanın gölgesi olmaz, gölgeni gölgelere mahkum etme ve gölgenin yegane sahibi olan hakka bu gecenin yüzü suyu ışığının hürmetine pervane ol
Sonrasında ‘Sarı oğlan sende bu patlıcanlar gibi çürümek istemiyorsan dertlere ve sıkıntılara karşı dimdik ayakta durmalısın, içini daima temiz ve boş tutabilmeli sin...
Lakin unutma; İçindeki boşluğu neyle ve nasıl doldurduğuna dikkat etmelisin...
Yüzümdeki soru işaretini görünce tebessüm ederek ‘Neden boşuz diye sorgulama; çünkü Allah bizleri dolu olarak dünyaya getirseydi, hayatın, öğrenmenin hiç bir değeri ve anlamı kalmazdı.
Siz yeter ki düşünün zihniniz muhakkak destekler.
Yani anlayacağınız çöp tenekenizde kullanmaya cesaret dahi edemediğiniz nice yaşanmışlıklar içimizde saklanan beni ortaya çıkarır ve bu sayede sahnede başarı kaçınılmaz olur.
Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şerif-inde bizlere şöyle buyurmuştur. ''Kafir de olsa mazlumun âhını almaktan sakının.''
Bizi var eden öz benliğimizin liyakat prensiplerini imanımızla harmanlamadığımız zaman benliğimizdeki saklanan ben’in umut ışığına ihanet etmiş oluruz.
Sahnede karşımıza çıkabilecek en meşakkatli rollerin karakter analizleri hayallerimizden beslenirken irademizin başarganlık yönlerini ihmal edemeyiz.
Nasrettin hoca kötülük kraliçesinin planlarını bozmak için Keloğlandan yardım ister.
Bazen Yüreğimi yerinden söküp çıkarıp, ulen sen kimsin diyerek sorgu suale çekesim geliyor...
(1999-2015 sezonları) Üstadı anlamaya çalışırken karşıma çıkan sanat hayatı bende derin izler açmıştır...Ömrünü hayat, kainat,insan ve var oluş sırrı üzerine adamışken, bir gece aniden gerçeğin kucağına düşer. Hiç ummadığı bir zamanda,bohem hayatının zirv
Kıbrıs'ın Manevi Bekçisi diye bilinen Hala Sultan ve Sevgili peygamberimizin süt halası olan Ümmü Haram'ın Hicretin 28. yılında Müslümanların ilk deniz seferine çıkmasına öncülük etmiş ve bu süreçte yaşanan sıkıntılara göğüs germiştir.
Hayır! Umut denen ekmeğimin bayatlamasına izin vermemeliydim… Ayağa kalktım lambanın altına gelip başımı kaldırdım… Minicik boyumla uzandım, Elimi tutması için uzattım, sessizce pes etme minik kelebek diyebildim…
Kimilerine göre karanlıktı ama ona sorsanız küçük dünyasında açılan pencereyle gözleri görenlerden çok daha güzel şeyleri görür ve hissederdi…
Kimilerine göre karanlıktı ama ona sorsanız küçük dünyasında açılan pencereyle gözleri görenlerden çok daha güzel şeyleri görür ve hissederdi…
Oyunumuzu seyrederken kani olacağınız bir gerçekle karşılaşacaksınız. Gözlerini yitiren Büyük Usta Âşık Veysel, kaderin ona imtihan olarak verdiği sıkıntılara şükrederek hayata dünya gözüyle değil de, mana ve hikmetle bezenen gönül gözüyle bakmakta huzur
Evden çıktım ve tarla başındaki minibüs durağına salına,salına gidene kadar vitrin camlarında kendimi seyrediyordum. Peh peh ben bayağı yakışıklıydım ya hu ve ben bu kıyafetlerle tıpkısın aynısı Ahmet Özhan gibiydim.
Siyaset felsefesinin başlangıcı genel olarak antik Yunan'a, özelde de Sokrates'e kadar yolu var diyenlere saygı duyuyorum ama...
Annemin berberde kesilen saçlarımla yaptığı kuklanın üzerine yüzlerce kukla eklendi ama onların kokusu hiç birinde yok.
Gelenekli sahne sanatlarımız arasında önemli bir yer tutan kukla sanatımızın başlangıç noktası Köylülerimizin marifetli elleriyle ortaya çıkardıkları KÖY TİYATROSUNDA başlamıştır.
1969 yılında naftalin kokan sandıklarda tanıştığım kuklalar ailemden biri gibiydi.
Bazı olayların görünen ve görünmeyen tarafları vardır ve ancak Derinliğine inince hikmetler çıkarabiliriz.
Sofranda ki yemeği paylaşabilmek, okul yolunda beraber koşabilmek, askerde aynı safta, vatan için beraberce savaşabilmek hiç de zor değildir, sen yeter ki elini uzat…
“Geçmiş zaman olur ki hayal cihana değer ” Geçmiş zamanın behrinde, Yolu yolcuya emanet ederken Ayna attım çayıra, Şavkı vurdu bayıra, Bu güzel hikayenin, Sonu gelsin hayıra…
Defterimi yola düşürmüş olsam da sakiye sohbet kalmazmış baki. Canlar; Bizi en sert eleştirenlerin çoğu zaman, Ümitsizliğe uğramış bir merak olduğunu unutmayın...
Canlar bu hikâyeden payımıza düşen hisse; Hayatta başarılı olmanın yolu, kaç soru cevapladığımızda değil, Allahın rızasını kazabilmek için disiplin ve çevremize gösterdiğimiz sorumluluktan geçiyor…
Eşim olma, karım ol! Bakma böyle ilkel durduğuna, canlar ruhu vardır kelimelerin. Karı ve koca sözünün derinliğinde, eş kelimesinden çok ama çok şey anlatır bizlere.
Bu kıssadır bir mecmua kenarına kaydolunmuş, biz de gördük söyledik ve bu kıssadan nasibimize düşen söz ''Hayat Hicrettir, mümin ise müebbet muhacir...''
23 Nisan 2020 ve 19 Mayıs 2020 tarihleri arasında Ankara İlimizde İlkokul,Ortaokul ve Lise öğrencilerinin katılacağı Meddah yarışması
Lakin her şeyi ezbere bilen bendeniz hayal peşinde çarıksız taban, Ahir vakit zamanının son demine geldiğimde ahiret senaryosunu ezberimden çıkardığımın farkına varmışım...
Sonra kendi ektikleri sanat tarlasında yaban otları baş göstermeye başladı ve toprağın ihtiyacı olan maneviyatı sanat anlayışlarına beton çivisiyle çakmaya başladı...
Halkın değerlerine sahip çıkan cesur yürekler birer birer ortaya çıkıyordu ve
''Aydın
Aşkın Aşkını; sükûtun dinginliğinde sabır ile vücut bulmasını istiyorsak;
Yüreğimize perde-i vuslat nidasını yüklemeliyiz. LA İLAHE İLLALLAH
Muradiye Öğretim Kurumların Bünyesinde açılan MURADİYE SANAT AKADEMİSİNDE Ankaralı gençleri sanatın naif dokunuşlarıyla istidadım ölçüsünde yetiştirmeye gayret edeceğim...
Mevlana, Şems ile Konya'da buluştuğu zaman tamamıyla kemale ermiş bir şahsiyetti. Lakin Şems,Mevlana'ya ayna oldu.Mevlana,Şems'in aynasında kendisini onda buldu.
Ve gece karanlık örtüsünü çektiği anda o nankör çehrelerin komutanı olan albayın ateş edin sesleri yankılanıyor kulaklarımda.
O geceden sonra kulaklarım ağır işitiyor sesleri...
O geceyi unutmak çok zor, çok zor...
Hacı bayram-ı veli hazretlerinin hayatını ve düşüncelerini sahneye aktarıldığı ilk tiyatro oyunudur.
Anne, baba, çocuklar ve büyükanneden oluşan aile bireylerinin her biri farklı karakterlere ve hayallere sahiptir. Tüm sıkışmışlıklarına rağmen birbirlerine duydukları sevgi, diğer tüm yoksunluklarını unutturmaktadır.
Mutluluk ve mutsuzluk arasında bir yer varsa Rabbım o yeri önce anneme sonrada bana miras bırakmıştır.
Acıyla yoğrulan kişi her şerde bir hayır olduğunu bilir...
İşte o zaman hazreti İnsanın korkusu, kendi varoluşuna ve geleceğine yönelik bilinçli bir tehdit algılama dürtüsü haline gelir işte o zaman korku bu yönüyle anlamlıdır.
O günler geride kaldı,
Tatlı sözlerle ve boş vaatlerle biz balık gördükleri milleti kandırmaya çalışan çirkin siyaset anlayışını bu millet kaç seçimdir sandığa gömdü ve bundan sonrada gömmeye devam edecektir...
Tiyatro sanatı; çelik çomak derdinde olmayan marifetli ellerin dokunuşlarıyla insan hayatının her satırına mükemmel imzalar atacaktır. Bu sebeple sorgulamayı hakkıyla öğretebilecek mükemmel bir öğretmendir
Biz etle tırnak gibiyiz...
Bizi parçalayıp midesine indirebilmek,
İçin içte ve dışta bekleyen bir sürü düşmanımız varken birbirimize vurmayalım...
Terörün istediği işte bu...
Yönetmenlik yaptığım oyunlarda küçükte olsun rol almak benim için büyük mutluluk.
Oyuncu metin içinde yazılı olarak belirtilmeyen soruları didikler. Örnek olarak bu sorulara; metnin içerdiği zaman diliminin günümü, geçmişimi yoksa geleceğimi kapsadığıyla başlayabilir.
Perdenin kapanmasını beklemeden hayat sahnesinin inceliklerini anlamak ve hayal sahnesinde O’na yakışır şekilde anlatmak biz oyuncuların boynunun borcudur.
Seçim rüzgarına kapılan rüzgar gülü riyakarların cirit attığı bir dünyada güveneceğimiz yegane dost yüreğimizdir...
Gel oyuncu kardeşim hiç bir şey için geç değil, bir küçük sevgi tohumunu büyütebilmek için kadrajımıza gerek yok kapa gözlerini ve yüreğinin vicdan örtüsünü kaldır...
Ve...
Çabalamanın boşuna olduğunu anladığın anda;
Gözyaşlarını tespih tanesi gibi sabırla çekebilmeyi becerebilmelisin...
İşte o zaman anlayacaksın;
Hayat yaşanan dertleri geride bırakmaya izin vermiş olsa geleceğin bir anlamı olmazdı...
Aşk ateşinin şefkatini, gönül dergahında misafir etmeyen,
Nefsinin benliğini ele geçirmesine egosunun soğuk şefkatiyle göz göre,göre izin verir.
Çünkü, onlar bakar kördür...
Ve on bir ayın sultanı yüreğime fazlasıyla güç ve huzur verdiği için hatalarımı düzeltmemin arefesinde kendime söz veriyorum...
Bugünden sonra;
İşte hayatı hakkıyla yaşanır kılan yegane şey ölümü dahi göze alarak okumaktır... Hakkıyla okumayı öğrenen bir neslin mefkuresi, yaşadığı ülkeyi ihya eder...
Yüzlerce seçenek arasından en uygun tiradı seçmek ve tirat örneği bulmak oyuncu adaylarının zorlandığı bir durumdur. İşte seçmelerin ve sınavların en çok tercih edilen tirat örnekleri…
Hayatım boyunca unutmayacağım bir hatanın aklıma kazınan sahnesi birbirine anlamsızca bakanlar korosunda orkestra şefiydim ve bende elimdeki çubuğu düşürdüğümden habersiz koroyu yönetiyordum…
Hiç unutmam, Bir keresinde annem oyunun perde arasında yanıma geldi ve sahnenin altında gazete kağıdına sarılı bir parça ekmeği çıkardı ve arasını ayırıp bir tutam tuz serpti ve hadi sarı oğlan oyun sonuna kadar bunu ye oyun bittikten sonra sana güzel bir
Eğer barış istiyorsak ''teröre karşı tek ses'' olup önce bu kanlı örgüte dur demek, yani gür seda ile Edi Bese demeliyiz ve bunun için birlik olmalıyız
Sarıkamış’ta yaşananlar, bizlere birer ibrettir. Vatan topraklarımızın en güçlü biçimde bugünlere gelmesinde emeği geçen bütün şehitlerimizi rahmetle anıyor, onların aziz hatırası önünde saygıyla eğilip sizleri bu destanı izlemeye davet ediyoruz..
Düşüncelerim mesleğime, mesleğim mefkureme yol gösterdiği sürece aklı evvel zihniyetin tehditlerine Pabuç bırakmayacağım...
Ecdadımızın bu güzel vatanı ne zorluklarla bizlere emanet ettiğini yürekleriniz üşüyerek seyredeceksiniz...