Gece yarısı uykumun arasında buldum! diyerek sevinçle uyanmış ve yanı başımda bulunan çift dikişli karalama defterime hemen icadımı çizivermiş tim…
Anadolu’da turne tiyatrosunda geçen yaşamım, oradan, oraya göçebe kuşlar misali geçti...Her çeşit iklimde değişik renkte çiçekler tanıdım..Onlar bana kokularını verdiler, ve ben o kokularla büyüdüm...
Geriye dönüp bakınca nereden nereye gelmişim çok iyi görüyorum...
Dünün baldırı çıplak sanatçı müsveddesi meğerse bugün yüzlerce oyuna imza atan bir yönetmen ve oyuncu oluvermiş.
Bu mahalle benim için yaşayan nefes alan bir çocuktu ve benimle her köşe başında saklambaç oynardı...
Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum.
Çünkü onlar düş, düşe yüzmeyi öğrenmişler...
Evden çıktım ve tarla başındaki minibüs durağına salına,salına gidene kadar vitrin camlarında kendimi seyrediyordum. Peh peh ben bayağı yakışıklıydım ya hu ve ben bu kıyafetlerle tıpkısın aynısı Ahmet Özhan gibiydim.
1969 yılında naftalin kokan sandıklarda tanıştığım kuklalar ailemden biri gibiydi.
Mutluluk ve mutsuzluk arasında bir yer varsa Rabbım o yeri önce anneme sonrada bana miras bırakmıştır.
Perdenin kapanmasını beklemeden hayat sahnesinin inceliklerini anlamak ve hayal sahnesinde O’na yakışır şekilde anlatmak biz oyuncuların boynunun borcudur.
Yüzlerce seçenek arasından en uygun tiradı seçmek ve tirat örneği bulmak oyuncu adaylarının zorlandığı bir durumdur. İşte seçmelerin ve sınavların en çok tercih edilen tirat örnekleri…
Çocukluğumun ibadethanesi annemin sımsıcak kollarıydı… Onun olduğu her yer misk-i amber kokardı, yada bana öyle gelirdi… Otel odalarının kirli soğuk ortamı onun bir bakışıyla değişiverir saray yavrusuna dönerdi…