Bu mahalle benim için yaşayan nefes alan bir çocuktu ve benimle her köşe başında saklambaç oynardı...
Yüreğim ne zaman daralsa, sevdayla başım ne zaman derde düşse Eminönü'nden kalkan bu geminin güvertesine çıkarım ve İstanbul’uma göz kırparım, O da her zamanki çapkın edasıyla gülümseyiverir…
Evden çıktım ve tarla başındaki minibüs durağına salına,salına gidene kadar vitrin camlarında kendimi seyrediyordum. Peh peh ben bayağı yakışıklıydım ya hu ve ben bu kıyafetlerle tıpkısın aynısı Ahmet Özhan gibiydim.
Hiç unutmam, Bir keresinde annem oyunun perde arasında yanıma geldi ve sahnenin altında gazete kağıdına sarılı bir parça ekmeği çıkardı ve arasını ayırıp bir tutam tuz serpti ve hadi sarı oğlan oyun sonuna kadar bunu ye oyun bittikten sonra sana güzel bir